20 Ekim 2014 Pazartesi

Rusya'dan Sevgilerle

2014'ün en sıkıcı yarışını geride bıraktık. Biz de hem üç hafta ara olmasınını fırsat bilerek hem de Rusya'da ilk yarışın şerefine bir yazı döşeyelim dedik.

Birçok transfer dedikodusunun gölgesinde de geçti ilk Rusya Grand Prix'i. Hala birçok netleşmemiş transfer var, Vettel'in Ferrari'ye gideceğine kesin gözle bakılırken, artık Alonso ve McLaren arasında görüşmelerin sert geçtiği herkes tarafından biliniyor.

Soçi'de (Sochi) hafta böyle başladı. Cuma günü antrenmanlar da diğer yarışlara göre farklıydı. Mercedes'e en yakın takım McLaren gözüküyordu ve Toro Rosso hem Ferrari'den hem de Red Bull'dan hızlıydı. Williams inişli çıkışlı olsa da en hızlı ikinci araç ünvanını cumartesi koruması şaşırtmayacaktı. Hermann Tilke'nin son eseri Soçi pisti bu sene yapılan Kış Olimpiyatları tesislerinin yanına yapıldı. İlk başta Kore, Abu Dhabi veya Valencia'ya benzetilse de aslında çok 'karaktersiz' bir pist. Ne olduğunu hala anlayamadık fakat motor gücünün biraz daha ön plana çıktığı bir pist olduğunu biliyoruz. Diğer yandan yarışın sonlarına doğru Putin'in ziyaretinin ekranlara gelmesi eleştirildi fakat taraftalar bu anların yarışın en heyecanlı anı olduğu fikrinde hemfikirdi.






































Sıralamalar beklendiği gibi Mercedes pilotları arasında geçti. Bottas da Q3'te ikiliyi baya zorladı. Bottas ile beraber sıralamanın diğer yıldızı Kyvat oldu. Rus pilot RBR koltuğunu kaptıktan bir hafta sonra kariyerinin en iyi sıralama turlarını geçirerek 5. cebi, yani Alonso'nun yerini kaptı. Diğer yandan Q1 ve Q2'de oldukça güçlü gözüken Magnussen Q3'de istediği turu atamayarak 6. sırada bitirdi cumartesi günü. Q3'te birçok pilot lastikleri ısıtmak zor olduğu için amaçsızca döndü durdu, lastikleri ideal ısıya getirmek kolay olmadı. Zaten Soçi'nin bu yapısı da yarışa damga vurdu, Allah bilir Bridgestone lastikleri olsaydı pilotlar Q1'de taktıkları lastiklerle yarışı bitirebilirlerdi.

Pazar günü yarış ise ilk virajda belli oldu. Rosberg normalden daha iyi kalkarak bu sefer Hamilton'ı zorlamayı başardı, biz öyle sanmışız. Alman çok geç fren yaparak daha ilk turda lastikleri yaktı. 2. tura yeni lastiklere başlayan Rosberg yumuşak lastikten kurtulmuştu. Bundan sonrası pilotların birbirleriyle yavaş yavaş farkları açmalarına şahit olduk ve Rosberg ile Massa'nın geçişleri dışında pek aksiyon olmadı. Bottas ilk bölümde Hamilton'a yakın bir tempo tuttururken, McLaren de Ferrari'den bir nebze hızlıydı. İlk başta Button için muhtemel gözüken podyum Rosberg'in bir daha pite girmemesiyle gerçekleşmedi. Alonso iyi kalkarak 4. sıraya kadar çıkarken, Magnussen startta çok iyi iş çıkardı ve ilerleyen birkaç turda da Vergne'i geçerek İspanyol'u izledi ilk pitlere kadar. Diğer yandan Toro Rosso göründüğü kadar hızlı olmadığı anlaşılırken iki pilotuyla sürekli yer kaybettiler. RBR de cumartesiye göre daha iyiydi.

Pitlerin başlamasının ardından gözler Rosberg'in pozisyonuna çevrildi. Böyle giderse Rosberg podyuma çıkacaktı. Öyle de oldu, Button Rosberg'in arkasında çıktı. Herkes Rosberg'in ne zaman tekrar pite gireceğini hesaplarken o daha eski lastiklerle Bottas'ı bile geçti. Evet arada 20 turluk lastik farkı vardı ama bu pistte lastiğin ömrü çok uzun olduğu için fark 2-3 turluk gibiydi. Mercedes'in aracı da oldukça güçlü olduğu için lastik dezavantajı neredeyse görünmez oldu ve Bottas Rosberg'i zorlayamadı. Alman pilot herkes gibi tek pitle yarışı bitirerek hasarı minimuma indirdi.

Rosberg demişken Almanya GP'den beri yarış kazanamadığı hatırlatalım. Hamilton gibi birini şampiyonada geçmek için pazar günleri daha az hata yapmak gerekiyor. Macaristan, Belçika, İtalya, Japonya ve en son da Rusya GP Rosberg için pek iyi geçmedi, kendi standartlarına göre de kötü yarışlardı aslında. Hamilton'ı sıralamalarda bu kadar zorlayabiliyorken puan olarak geride olması hiç iyiye işaret değil. Şayet Button veya Alonso cumartesi günleri Rosberg kadar güçlü olabilse Hamilton'a bu kadar puan vermezlerdi.

Önümüzde 3, puan olarak 4 yarış var. İkili arasındaki fark 17, Amerika'daki yarışları birerleş alsalar Hamilton'a bu fark son yarışta yetebilir. Rosberg'in şampiyon olması için iki yarışta da Hamilton'ın önünde olmasa gerekiyor. Hamilton ise iki yarışta da Rosberg'in önünde bitirirse son yarış oldukça kolay olabilir. Önümüzdeki üç yarış artık Williams'ın Monza veya Soçi gibi öne çıkabileceği pistler de değil. Yani herhangi bir sorun olsa bile son yarışta olduğu gibi Hamilton veya Rosberg'in yarışları ikinci bitirmesi pek zor değil.





Yarışın %99'u.





Bu mücadele dışında, Ricciardo'nun sene sonunda ödülü garanti gibi. Alonso 141 puanla uzun zaman sonra şampiyonada 6. sırada. 2009'dan bu yana en kötü sırası fakat 4. Bottas'ın 145, 5. Vettel'in de 143 puanı var. Diğer yandan takımlarda en yakın McLaren ve Force India. Aralarında 20 puan fark var ama McLaren uzun süredir Force India'dan belirgin şekilde iyi. Button Rusya GP sonrası Ferrari ile 43 puan fark kapanabilir dedi lakin McLaren gelişti gelişmesine de de kalan üç pistte bu kadar rahat olamayabilirler. Mercedes'in takımlar şampiyonluğu kazandığı yarış itibariyle şampiyonalarda durumlar böyle. Temennimiz pilotlarda şampiyonluğun son yarışa kalması, çünkü onun tadı hiçbir şeyde yok. Ve biz 2006, 2008, 2010, 2012 yıllarında olduğu gibi çift yıllarda şampiyonluğun son yarışa taşınmasına alıştık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder